13 Kasım 2014 Perşembe

Denetçiler İçin Dikkate Değer Bir Bilgi

Denetim mesleğini yürüten kişiler için, denetledikleri insanlar üzerindeki etkileri ve yine yazdıkları raporların etkinliği bağlamında dikkate almaları gereken önemli bir detay:
Harvard Business School'da ve Central Michigan Üniversitesi’de yapılan araştırmalar, negatif yorumların pozitif yorumlardan daha ‘akıllıca’ bulunduğunu ortaya çıkarttı.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Wired dergisinden Clive Thompson'un makalesi, sosyal medyada da benzer bir kanının bulunduğunu söylüyor. Twitter ya da Facebook'ta bir konuda olumsuz olarak eleştiri yapılan kişiler daha çok takip ediliyor ve akıllı bulunuyor.
Harvard Business School’dan araştırma direktörü Teresa Amabile, geçmiş yıllarda bu konuda ilginç bir araştırmada bulundu.
Amabile, aynı yazar tarafından kaleme alınmış iki kitap eleştirisi seçti. Eleştirilerden biri negatif, diğeri pozitifti. Amabile, yazarın kimliğini saklayarak 55 kişiden oluşan bir araştırma ekibine, her iki makaleyi de okumalarını ve hangisinin yazarının daha 'işine hakim' olduğunu değerlendirmelerini istedi. Katılımcıların çoğu, negatif olarak yazılmış kitap eleştirisini yazan kişinin çok daha zeki olduğunu düşündüklerini söyledi. Oysa her iki makaleyi de yazan aynı kişiydi.
Daha sonra Central Michigan Üniversitesi’den psikolog Bryan Gibson 117 öğrenci üzerinde yaptığı bir araştırmada, kısa bir film gösterimi yaptı ve film hakkındaki eleştirileri topladı. Grubun bir kısmı ne olursa olsun filmden olumlu bahsetmek, diğer kısmı ise olumsuz bahsetmek üzerine önceden anlaşmıştı. Eleştiriler jüriye sunuldu ve negatif yorumları yapan kişilerin jüri tarafından ‘işinin ehli’ olarak değerlendirildiği ortaya çıktı.

'Kötü yorumlar zekice bulunuyor'

Kaynak: T24

9 Kasım 2014 Pazar

İç Denetimin İşletmelerde Mobbing Suçunu Önlemede Rolü

Mobbing, günümüz çalışma ortamının en önemli sorunlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Bu sorun, mobbinge maruz kalan çalışanı olumsuz etkileyeceği gibi, mobbing uygulanan kuruluşun başarı hedeflerini de mutlaka kısa, orta veya uzun vadede olumsuz yönde etkileyecektir. Şikayet veya ihbar mekanizması işletilmeksizin ortaya çıkması çok zor olan mobbing suçunun en çok korktuğu kurumsal mekanizma ise bağımsız iç denetimdir.

Keyfi uygulamalarının ortaya çıkaracağı kayıpları çalışanlarının özverileriyle örtme kolaylığını seçen yöneticiler, iç bünyelerinde var olacak ve sürekli yapılan çalışmaları izleyip kendisine ve üst yönetime raporlayacak bir denetim organını doğaldır ki kolay kolay kabullenmeyeceklerdir. Bu tür keyfi uygulamaların başında ise, iş ile alakalı olmayan bir kısım nedenlerle beğenmediği, yıldızının barışmadığı, ısınamadığı ve belki de rakip olarak gördüğü çalışanlar üzerinde rahatsız edici-bezdirici bir baskı ortamı oluşturmak, bu şekilde ilgili çalışanın işi bırakmasını sağlayarak onu oyun dışına çıkarmak gelmektedir.

Mobbing, diğer çalışanların rahatlıkla gözlemleyip hissedebileceği ortamlarda gerçekleşmektedir. Bu şekilde etkisi daha şiddetli olmakta ve çalışanın tahammül edemeyeceği baskı düzeyine daha çabuk ulaşılmaktadır. Bu durumda, mobbinge uğrayan çalışanın şikayetinin yanı sıra diğer çalışma arkadaşlarının ihbarı da bu suçun ortaya çıkarılmasında önem arzetmektedir. İç denetçi ise, yaptığı bağımsız ve sürekli denetim işinin gereği olan iletişim kanallarının gereği olarak, kuruluşun tüm çalışanları için bir iş arkadaşı nitelemesine en yatkın çalışan olacaktır.

İç denetim mesleğini icra edenler, bu mesleğin gerektirdiği özen ve dikkati göstermek suretiyle, kuruluşun herhangi bir kısmında kendisine mobbing uygulanan çalışanı/çalışanları da tespit edebilmelidir. Kurum için miktarı belli olmayan bir kayıp ihitmali taşıyan mobbing uygulamaları, tüm etkileri ile beraber ele alınarak diğer hususlarla beraber veya ayrı olarak gerekli üst yönetim kademelerine raporlanmalıdır. Ayrıca bu durum suça karşı iç denetçinin takınması beklenen tavırla muamele görmelidir.

Mobbing uygulamalarının üst yönetimden kaynaklanıyor olması durumu ise önemli bir yönetim zafiyetini işaret edecek olup, kurumun kurumsallaşma düzeyi hakkında önemli ipuçları taşıyacaktır. İlgili üst yönetim kademesi, iç denetçi tarafından, bu uygulamanın neden olacağı muhtemel kayıplar hususunda detaylı ve açık bir şekilde bilgilendirilmelidir. Üst yönetime yardımcı olmak amacıyla, mobbing alternatifi olan uygulamalar maliyetleri ile birlikte ortaya konmalı ve alternatif seçenekler için kapsamlı bilgi verilmelidir.

İç denetim kapsamına giren diğer konularda olduğu gibi, mobbingin tespiti ve önlenmesi konularında da iç denetim biriminin ve iç denetim faaliyetini yürüten kişilerin idari ve fonksiyonel bağımsızlığı çok büyük önem kazanmaktadır. Bu nedenle, kurumlarının iç denetim birimi ve çalışanlarının bağımsızlığı hususunda hassas olup olmamak konusunda üst düzey yöneticiler daha en baştan net bir tercih yapmalı ve bu tercihlerini iç denetim yönetmeliği aracılığıyla yazılı bir sözleşme haline getirmelidirler. İç denetimim bir özeleştiri mekanizması gibi çalışacağı zamanları da dikkate alarak bu kararlarını vermelidirler. Bu kararların iç denetim lehine olabilmesi ise, üst yöneticilerin, kurum hedefleri içerisinde bu tür bir özeleştiri mekanizmasının sağlayacağı yararlara inanmalarıyla doğru orantılı olacaktır.

İç Denetim ve İç kontrol Alanında Yazılı Yönetmelik Gerekliliği

Uluslararası İç Denetim Standartları’nın ilk maddeleri ve bunlara ilişkin uygulama önerileri, yazılı bir iç denetim yönetmeliğinin bulunması, amaç, yetki ve sorumlulukların bu yönetmelikte yer alması ve yine bu yönetmeliğin kurumun üst düzey yönetimince onaylanması gerektiğini ifade etmektedir. Bu ifadelerin altında yatan uygulama gerçeklikleri ile ilgili çok sayıda çıkarımın ortaya konabileceğini göz ardı etmemekle beraber, öncelikli olarak aşağıdaki şekilde bir çıkarımda bulunulabilecektir.
Büyüyen organizasyonlar için kurumsallaşma yolunda kullanılabilecek en etkin araçlar artık hiç tereddüde yer vermeyecek şekilde iç kontrol ve iç denetim faaliyetleri olarak kabul görmekte ve bu amaçla bu faaliyetler bilfiil kullanılmaktadır. Ancak, iç kontrol veya iç denetim faaliyetlerinin önünde önemli ve aşılması zor engeller bulunmakta ve bu engeller nedeniyle bu faaliyetlerin kurumsallaşma yönündeki hedeflere katkısı sınırlı olabilmektedir.
Hedefinde kurumsallaşma olan organizasyonlar için en önemli engellerin başında sadece performans hedefine kilitlenmiş, kurumda herhangi bir uzun vadeli kariyer hedefi olmayan orta veya üst düzey yönetici davranışları gelmektedir. Bu düzeylerdeki yöneticilerin bakış açısı veya davranış alışkanlıkları bu duruma neden olabildiği gibi, bizzat kurumun hedef ve performans politikası da bu kişilerin bu yöndeki davranışlara itilmesine neden olabilmektedir.
İç denetim ve iç kontrol birimleri oluşturma gayretinde olan birçok organizasyon, bu faaliyetlerin sihirli bir dokunuşla kurumsallaşma hedefine ulaştıracağı zannıyla hareket etmekte, bu nedenle de bu birimlerin ihtiyaç duyacağı temel destekleri yeri geldiğinde sağlayamamaktadırlar.
İşletmelerin performans hedefleri ile kurumsallaşma hedeflerinin muhakkak ki örtüşmeyen aşamaları bulunacaktır. Performans hedeflerine ulaştıracak yollar ve uygulamalar üzerinde çok sayıda risk unsuru yer alacaktır ve performans hedefine kilitlenmiş veya zorlanmış bir yöneticinin bu risklere karşı tutumu kayıpların yaşanmaması ve organizasyonun zarar görmemesi adına büyük öneme sahiptir. İç kontrol ve iç denetim birimleri organizasyon yöneticilerinin aldığı veya alacağı risklere yönelik kontroller geliştirip bulgular ortaya koyarken, ilgili yöneticiler bu faaliyetlerin kendilerinin performansını olumsuz etkilediği düşüncesiyle reaksiyonlar geliştirebileceklerdir. İşte tam bu aşamada, iç kontrol veya iç denetim birimi çalışanlarının motivasyonunun korunması ve ilgili yöneticiler tarafından farklı lanse edilmesi ihtimali olan kontrol ve denetim çalışmalarının etkinliğinin azalmaması amacıyla büyük oranda üst yönetimin anlayış ve desteğine ihtiyacı olacaktır.
Üst yönetimin anlayış ve desteğine ihtiyacı olma durumu ilgili birimlerin bağımsızlığına zarar verecek uygulamalara veya beklentilere yol açabilecektir. Bunun önüne geçecek en etkili çözüm işin başından itibaren iç kontrol ve iç denetim faaliyetlerinin amaç, yetki ve sorumluluklarının üst yönetimin de onayını taşıyan bir yazılı, bağlayıcı yönetmelikle ortaya konmasıdır. Üst yönetim tarafından onaylanmış bir yazılı yönetmeliğin üst yönetimi de bağlayıcı olması tabi ki ancak kurumsal bir yapıdan beklenebilecektir. Nihayetinde, hem kurum yöneticileri hem de üçüncü kişiler bakımından, ortaya çıkan bu ikilemin aşılmasında, ilgili organizasyonun kurumsallaşma hedeflerindeki samimiyetleri ve isteklilikleri de test edilmiş olacaktır.
Serkan GÜL, CIA, CPA
www.ustatlar.net

KALKINMA AJANSLARINDA UYGULANAN DENETİM YÖNTEMLERİ



GENEL AÇIKLAMALAR

5449 sayılı yasanın 25 inci ma
ddesinde belirtildiği üzere,Kalkınma Ajansları 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi değildir.

Kalkınma ajanslarının denetimi, 5449 sayılı yasanın 25 inci maddesinde belirtildiği üzere iç ve dış olmak üzere iki türlüdür.

İç Denetim, Yönetim Kurulu Başkanı veya Genel Sekreter ile İç Denetçi tarafından yerine getirilir. Dış denetim ise Bağımsız Denetim firmaları tarafından yerine getirilir.

İç denetim ve dış denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla 03.08.2011 tarih ve 27308 sayılı Resmi Gazete’de“Kalkınma Ajansları Denetim Yönergesi” yayınlanmıştır.

İç ve dış denetime ek olarak; 03.08.2009 tarih ve 27308 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Kalkınma Ajansları Denetim Yönetmeliği”nin İkinci Bölümünde belirtildiği üzere “Mali Yönetim Yeterliği Denetimi”de Ajansların tabi olacağı denetim usullerinden birisi olarak belirlenmiştir.

Aynı zamanda 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun Denetim Alanı başlıklı dördüncü maddesi gereğince tüm Kalkınma Ajansları Sayıştay Denetimine tabi kurumlar arasındadır.

Aşağıda başlıklar halinde Ajansların tabi olacağı İç Denetim, Dış Denetim, Mali Yönetim Yeterliği Denetimi ve Sayıştay Denetimi çalışmalarının detaylarına yer verilmiştir.

A- İÇ DENETİM

Ajansların iç denetim usul ve esasları “Kalkınma Ajansları Denetim Yönergesi”nde belirtilmiştir.

Ajansların iç denetimi Ajansta istihdam edilecek İç Denetçi eliyle yürütülecektir. İç denetçi çalışmalarında bağımsız olup kendisine denetim çalışmaları dışında hiçbir görev verilemeyecektir.

İç denetimin kapsamında, Ajansların faaliyetleri, hesapları, işlemleri, performansı, yönetim ve kontrol yapıları ile finansal işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek unsurları yer alır.

İç denetim, iç denetçinin hazırlayacağı ve Yönetim Kurulunun onaylayacağı üç yıllık denetim planına göre gerçekleştirilir.

İç denetçi, sürekli ve rutin iç denetim sonuçlarına ilişkin ara raporları Genel Sekreter’e, altı aylık iç denetim raporunu Genel Sekreter aracılığıyla Yönetim Kuruluna ve yıllık iç denetim raporunu ise Genel Sekreter aracılığıyla Yönetim Kurulu ve Kalkınma Kurulu’na sunar.

İç denetçi, denetim sırasında veya denetim sonuçlarına göre suç teşkil eden hususlarla soruşturma açılmasını gerektirecek bir duruma rastladığında, adli makamlara ve İçişleri Bakanlığı’na iletilmek üzere Genel Sekreter ve Yönetim Kuruluna bildirmek ve Kalkınma Bakanlığı’nı konu hakkında bilgilendirmek zorundadır.

B.a- İç Denetimde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

B.b- İç Denetimde Karşılaşılması Muhtemel Sorunlar

B.c- İç Denetim Plan Örneği

B.d- İç Denetim Rapor Önerileri

B.e- İç Denetim Uygulama Araçları

B.g- İç Denetim Bulgularına Yaklaşım

B.h- İç Denetim Standartları

B.f- İç Denetime Hazırlık Çalışmaları

B- DIŞ (BAĞIMSIZ) DENETİM

Ajansların dış denetimi, Yönetim Kurulu tarafından, Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatına göre faaliyette bulunan kuruluşlara (Ek 1) her yıl Mart ayı içinde, ayrıca da gerekli görülen diğer hallerde istendiği zaman yaptırılmaktadır.

Kalkınma Ajansları Denetim Yönetmeliği’nin 16. maddesi hükmü gereğince yıllık mutat dış denetim için yapılacak sözleşmenin Kasım ayı sonuna kadar imzalanması gerekmektedir. Dış denetim sözleşmesini Ajanslar adına Yönetim Kurulu Başkanları imzalamaktadır.Ajanslar ve dış denetim kuruluşu, Kalkınma Ajansları Denetim Yönetmeliği’nin 23. maddesinde belirtilen istisnalar dışında, anlaşarak veya tek taraflı olarak dış denetim sözleşmesini feshedememektedir.

Dış denetim kapsamında, Ajanslarıntüm faaliyetleri, hesapları, işlemleri, raporlamaları, performansı, yönetim ve kontrol süreç ve yapıları ile risk yönetimi unsurları yer almaktadır. Dış denetçi, çalışmasını, mevzuata aykırılıkları tespit edecek ve önemli etkileri olabilecek hata ve hileleri ortaya çıkaracak şekilde planlayıp yürütmekle sorumludur.

Dış denetim sonucu suç teşkil eden hususlarla ilgili gerekli işlemleri yapmaya İçişleri Bakanlığı yetkilidir. Performansla ilgili değerlendirmeleri yapmaya ve gerekli tedbirleri almaya ise Kalkınma Bakanlığı yetkilidir.

Dış denetim çalışması sırasında ortaya çıkarılan; mevzuata aykırılıklar, hatalar ve hileler ile ilgili olan ve suç teşkil eden hallerin, dış denetçi tarafındanİçişleri Bakanlığı’na ve Kalkınma Bakanlığı’na yazılı olarak bildirilmesi zorunludur.

Ayrıca, dış denetim kuruluşu ve dış denetçiler, İçişleri Bakanlığı’nı veya Kalkınma Bakanlığı’nı ilgilendiren ya da acil olarak harekete geçilmesini gerektiren hususları ivedilikle İçişleri Bakanlığı’naveya Kalkınma Bakanlığı’nabildirmekle yükümlüdür.

Dış denetim kuruluşu, incelemelerini en geç mart ayı sonuna kadar tamamlayarak raporunu Yönetim Kuruluna, İçişleri Bakanlığı’na veya Kalkınma Bakanlığı’na sunacaktır. Yönetim Kurulu gerekli gördüğü takdirde denetim raporu üzerindeki görüş ve değerlendirmelerini rapor teslim tarihinden itibaren en geç iki hafta içerisinde İçişleri Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı’na gönderebilir.

C.a- Dış Denetim Kuruluşunun Belirlenmesi

C.b- Dış Denetim Zamanının Tespiti

C.c- Mali Unsurların Denetimi

C.c- İç Kontrol ve Risk Yönetimi Denetimi

C.c- Performans Denetimi

C.d- Dış Denetim Kapsamında Talep Edilen Özel Hususlar

C.e- Dış Denetim Rapor Örneği

C.e- Dış Denetim Raporunun Sunulması

C.f- Dış Denetim Bulgularına Yaklaşım

C.g- Dış Denetim Hazırlık Çalışmaları


C- MALİ YÖNETİM YETERLİĞİ DENETİMİ

Ajansların proje ve faaliyet destekleri için kaynak kullanımı ve bu amaçla merkezi bütçeden transfer ödeneğinin kullandırılması hususlarındaki mali işlemlerin yönetimine yönelik olarak Kalkınma Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleşen ve usul ve esasları Kalkınma Ajansları Denetim Yönetmeliği’nde belirlenen bir yeterlik denetimi usulüdür.

Yeterlik denetimi Yeterlik Komisyonu eliyle gerçekleştirilmektedir. Yeterlik Komisyonu; Kalkınma Bakanlığı’ndan en az daire başkanı seviyesinde bir başkanın başkanlığında, Kalkınma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından konuyla ilgili olarak en az beş yıldır çalışan uzmanlar veya denetim elemanları arasından kurumlarınca görevlendirilecek toplam beş üyeden oluşmaktadır.

Ajansların mali yönetim yeterliği kapsamında, kurumsal kapasite ve organizasyonel yapı,veri akış ve raporlama sistemi,iç kontrol ve risk değerlendirmesi yapabilme kapasitesi,sözleşme yapabilme ve ödeme süreçleri,bilgi teknolojileri kullanımı,muhasebe ve izleme-değerlendirme sisteminin etkin kullanımı unsurları yer almaktadır.

Yeterlik Komisyonu, Ajansların yapısını incelemek suretiyle Ajansların mali yönetim yeterliği hakkında oluşturduğu görüşü bir rapor olarak, ilk komisyon toplantısından itibaren en geç yirmi iş günü içerisinde Kalkınma Bakanlığı’na sunacaktır.

Ajansların proje ve faaliyet destekleri için kaynak kullanımı ve bu amaçla Kalkınma Bakanlığı bütçesinden transfer ödeneğinin kullandırılması, ancak mali yönetim yeterliklerinin Kalkınma Bakanlığınca uygun görülmesi halinde gerçekleşebilecektir.

D.a- Mali Yönetim Yeterliği Kriterleri

D.b- AB Akreditasyon Kriterleri

D.c- İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sistemleri

D.d- Bilgi Sistemlerinin Kullanımı

D.e- Mali Yönetim Yeterliği Denetimi Hazırlık Çalışmaları

D- SAYIŞTAY DENETİMİ

03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun Denetim Alanı başlıklı dördüncü maddesi gereğince tüm Kalkınma Ajansları Sayıştay Denetimine tabi olacaktır.

Sayıştay denetiminin zamanlaması, kapsamı ve usulleri hakkında henüz bir netlik mevcut değildir.

Ancak, Ajansların tabi olacağı iç denetim, dış (bağımsız) deneti ve mali yönetim yeterliği denetimi süreçleri için yapılan hazırlıklara ek ve paralel olarak, Sayıştay kanunu detaylı olarak irdelenip yapılacak denetime hazırlanılması gerekmektedir.

E.a- Uygunluk Denetimi

E.b- Mali Denetim


E-  HİYERARŞİK DENETİM

Kalkınma Kurulu Denetim Yetki ve Sorumlulukları

Yönetim Kurulu Denetim Yetki ve Sorumlulukları

Genel Sekreter Denetim Yetki ve Sorumlulukları

Birim Başkanı Denetim Yetki ve Sorumlulukları

YDO Koordinatörü Denetim Yetki ve Sorumlulukları

Muhasebe Yetkilisi Denetim Yetki ve Sorumlulukları

Proje Sorumlusu Personelin Denetim Yetki ve Sorumlulukları

F-  PROJE DENETİMLERİ

Ön İzleme

Proje Uygulamalarının Yerinde Görülmesi

Proje Uygulama Sonuçlarının Denetimi

G- ETİK İLKELER



2012

Serkan GÜL,
CIA, CPA, MBA,
Bağımsız Denetçi

19 Ekim 2014 Pazar

DENETİM EKSİKLİĞİNİN KIRILGANLIĞA KATKISI

Ekonomik yapılar mutlak kırılganlıklar içerir. Kaçınılmazdır.
Ekonomi politikaları bu kırılganlığın düzeyini arttırıp azaltabilir.

Ekonomi politikalarının uygulanabilirliğini arttıran etkenlerden birisi doğru ve tahmin edilebilir veriler ile isabetli karar alınmasıdır.

Denetimin etkin olarak uygulandığı ülkelerde piyasa verilerinin doğruya yakın olma düzeyi çok daha yüksektir. Bu verilerden yola çıkarak gelecek hakkında isabetli tahminlerde bulunmanız da piyasa denetim mekanizmalarınızın etkinliği ile doğru orantılıdır.

Denetimsiz ortamlardan elde ettiğiniz verilerle aldığınız karara dayanarak uyguladığınız politikalarınızın kırılganlık katsayısı denetimsizlik düzeyiyle doğru orantılı olarak artacaktır. Üstelik kırılganlığın kaynağı dahi fark edilemeyecektir.

Yanlış bilgiyle yola çıkarsanız hatayı fark ettiğinizde geri dönüş yolu çok uzakta kalmış olabilir. Kararların maliyeti kırılganlık düzeyine bağlı olduğu gibi, her hatalı karar da kırılganlık düzeyinin artmasına katkıda bulunacaktır.

Kırılganlık arttıkça, ekonomiye her müdahaleniz beklemediğiniz sonuçlarla karşınıza çıkacak ve isabetsiz kararlar kısır döngüsüne girmiş olacaksınız.

Kontrollü ekonomi için disiplinli ve etkin bir piyasa denetim sistemi gereklidir.