9 Kasım 2014 Pazar

İç Denetim ve İç kontrol Alanında Yazılı Yönetmelik Gerekliliği

Uluslararası İç Denetim Standartları’nın ilk maddeleri ve bunlara ilişkin uygulama önerileri, yazılı bir iç denetim yönetmeliğinin bulunması, amaç, yetki ve sorumlulukların bu yönetmelikte yer alması ve yine bu yönetmeliğin kurumun üst düzey yönetimince onaylanması gerektiğini ifade etmektedir. Bu ifadelerin altında yatan uygulama gerçeklikleri ile ilgili çok sayıda çıkarımın ortaya konabileceğini göz ardı etmemekle beraber, öncelikli olarak aşağıdaki şekilde bir çıkarımda bulunulabilecektir.
Büyüyen organizasyonlar için kurumsallaşma yolunda kullanılabilecek en etkin araçlar artık hiç tereddüde yer vermeyecek şekilde iç kontrol ve iç denetim faaliyetleri olarak kabul görmekte ve bu amaçla bu faaliyetler bilfiil kullanılmaktadır. Ancak, iç kontrol veya iç denetim faaliyetlerinin önünde önemli ve aşılması zor engeller bulunmakta ve bu engeller nedeniyle bu faaliyetlerin kurumsallaşma yönündeki hedeflere katkısı sınırlı olabilmektedir.
Hedefinde kurumsallaşma olan organizasyonlar için en önemli engellerin başında sadece performans hedefine kilitlenmiş, kurumda herhangi bir uzun vadeli kariyer hedefi olmayan orta veya üst düzey yönetici davranışları gelmektedir. Bu düzeylerdeki yöneticilerin bakış açısı veya davranış alışkanlıkları bu duruma neden olabildiği gibi, bizzat kurumun hedef ve performans politikası da bu kişilerin bu yöndeki davranışlara itilmesine neden olabilmektedir.
İç denetim ve iç kontrol birimleri oluşturma gayretinde olan birçok organizasyon, bu faaliyetlerin sihirli bir dokunuşla kurumsallaşma hedefine ulaştıracağı zannıyla hareket etmekte, bu nedenle de bu birimlerin ihtiyaç duyacağı temel destekleri yeri geldiğinde sağlayamamaktadırlar.
İşletmelerin performans hedefleri ile kurumsallaşma hedeflerinin muhakkak ki örtüşmeyen aşamaları bulunacaktır. Performans hedeflerine ulaştıracak yollar ve uygulamalar üzerinde çok sayıda risk unsuru yer alacaktır ve performans hedefine kilitlenmiş veya zorlanmış bir yöneticinin bu risklere karşı tutumu kayıpların yaşanmaması ve organizasyonun zarar görmemesi adına büyük öneme sahiptir. İç kontrol ve iç denetim birimleri organizasyon yöneticilerinin aldığı veya alacağı risklere yönelik kontroller geliştirip bulgular ortaya koyarken, ilgili yöneticiler bu faaliyetlerin kendilerinin performansını olumsuz etkilediği düşüncesiyle reaksiyonlar geliştirebileceklerdir. İşte tam bu aşamada, iç kontrol veya iç denetim birimi çalışanlarının motivasyonunun korunması ve ilgili yöneticiler tarafından farklı lanse edilmesi ihtimali olan kontrol ve denetim çalışmalarının etkinliğinin azalmaması amacıyla büyük oranda üst yönetimin anlayış ve desteğine ihtiyacı olacaktır.
Üst yönetimin anlayış ve desteğine ihtiyacı olma durumu ilgili birimlerin bağımsızlığına zarar verecek uygulamalara veya beklentilere yol açabilecektir. Bunun önüne geçecek en etkili çözüm işin başından itibaren iç kontrol ve iç denetim faaliyetlerinin amaç, yetki ve sorumluluklarının üst yönetimin de onayını taşıyan bir yazılı, bağlayıcı yönetmelikle ortaya konmasıdır. Üst yönetim tarafından onaylanmış bir yazılı yönetmeliğin üst yönetimi de bağlayıcı olması tabi ki ancak kurumsal bir yapıdan beklenebilecektir. Nihayetinde, hem kurum yöneticileri hem de üçüncü kişiler bakımından, ortaya çıkan bu ikilemin aşılmasında, ilgili organizasyonun kurumsallaşma hedeflerindeki samimiyetleri ve isteklilikleri de test edilmiş olacaktır.
Serkan GÜL, CIA, CPA
www.ustatlar.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder